Okumaya basladigim fransizca kitaplarla beraber, hikayeye kendimi kaptiracagima ne kadar iyi fransizca konusmak istedigimi dusunuyorum. Bir yandan; sus ve hikayeye odaklan Burcu! derken, diger yandan; daha cok kelime anlami ogrenmeliyim, her gun kartlara mi calissam acaba? Ya da bir kursa basliyim de ders verecegim ogrencilerim icin yontem ogreneyim...diyorum. Kafamda deli sorular, ne okudugumdan bir sey anliyorum ne de diger dusunduklerimi yapabiliyorum. Boylece fikrim sadece fikir olarak kalip beni gun be gun kendimden tiksinmeye, basiretsiz oldugumu dusunmeme sebep olmaya itiyor! Ayni sekilde oglumla gecirdigim vakti daha nasil etkili ve faydali hale getirebilirim diye dusunmekten kafamdaki hic bir eylem planini uygulayamadan bodoslama davraniyorum, ustelik bunu yaptigim icin kendime sinirlenmek oglumu da benim gibi gergin ve sinirli biri yapacak diye korkuyorum. Bir yandan bu korku tetikleyince de dogru durust davranamadan tahammul sinirlarim benim de Doruk'la beraber aglamama sebep oluyor.
Bunlari neden yaziyorum? Yakin zamanda psikologa gitmeye karar verdim, bunu aksiyona gecirmeden once ucretsiz psikoterapi yontemi olan blogging olayina kendimi vereyim de olmadi gider o koltuga uzanirim dedim.
Hayirlisi!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder