.jpg)
Beyin mıcıklaması gibi bir şey... Kafaya nüfuz eden bir çok farklı düşüncenin "overthinking" ( düşünaşımı ) yaratmasıdır. Bunu da ben uyduruyorum. Nereden başladıysa, oradan devam etsin işte...Kafalar bazen kendilerinin anlayamayacağı diyarlarda boş beleş farkındasız gezintiler yapıyor. O zamanlarda pek ilgilenmemek lazım kendileriyle. Zira pek can sıkıcı sonuçlar doğurabiliyor: tikler oluşabilir mesela... dalıp dalıp gide debilirsiniz ( de nerden ayrılacak burda??, her neyse )...kitlendim =)
neyse sonuç olarak beyin kemirmesine kadar varabilir, zira kafa kendi kendini anlayamazsa " daha ben kendimi kavrayamazken evreni, eşyayı, insan denen hayvanı(meclis içindekiler üstüne alınmasın efenim)nasıl anlayayım" diye hayıflanıp, bunun da içinden çıkamaz. Derin mevzular. Bende tezahürü bu daha doğrusu. Belki de bu konuda tek zorlanan benimdir. Öylesi daha iyi tabi. Bu konuda da empatiye sonuna kadar güvenip, benim gibi bunları düşünüp " bir gün kesin delireceğim" demeyen arkadaşları tebrik etmek istiyorum. Kendilerini gönülden kutluyor, başarılarının devamını diliyorum. Güzel günler yakında demektir o zaman!
Of neyse, başka konulara geçmek lazım. İç açıcı konulara geçmek lazım ama bugün hüzünlüyüm. Birbirine çok ama çok yakıştırdığım, biri benim canım olan, bir çift insanın, dişi olanın isteğiyle, ki erkek olanı benim canım olur, tekil hayata intikal ettiklerini öğrendim ve gayet hüzünlüyüm. Canım olan şairane insan "Kahroluyorum!" dedi sadece...
Kahrolur ya insan. Daha dün anladığı insanın bugün aslında hiç anlamamış olduğunu görmek insanın inanca olan inancını ( kesinlikle hiç bir şeye, hiç kimseye inanma ve güvenme taraftarı değilim ) yerle bir eder zannımca... Ama yaralardan bahsettik bir de. Açılan yaralar kabuk bağlar. Sonra sıkıldıkça yolarsın istersen. Yolarsan acısına katlanırsın. Ama elbet sıkılırsın yolmaktan. Sonra acısı azaldıkça orda olduğunu unutmaya başlarsın di mi? En son izi kalır elbet o kadar yolduğun yaranın ama, her şeyin bir tedavisi var şu alemde değil mi efenim.
Olumlu düşünmek kanser olmamak açısından önemli mi acaba dedikleri kadar? Ne biçim devirdim cümleyi :) neyse kısacası kafama taktığım şeyler böyle.
Değil aslında başkaları da var. Gitmek lazım. Başını alıp gidebileceğini bilmek lazım. Gitmesen de o lüksün hiç bir zaman hayatından çıkmaması lazım. Kullanmasan da bi pason dursun cebinde. Hep arabana binersin ama yine de kalsın. Sen yine hiç kullanma!
Fırsatlardan istifade etmek de ayrı meziyet. Ama asıl büyük maharet "Fırsat yaratmak!". Yani yaklaşan fırsatları görmek, farketmek, onları kendine yönlendirebilmek, sıfırdan kendine fırsatları getirecek zemini oluşturabilmek.Allam çok çalışmam lazım yağhu. Bu hayatı oynamak baya zor bence. Ama oynamayı öğrenmeye çalışmak baya eğlenceli. Kuralları öğrendikten sonra açıkları kullanarak hile yapanlar genelde oyunu kazanıyor zannımca ama işin sonunda Tabelaya da bakmak gerek üstat.
Maç 90 dakka!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder